Şüphesiz Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletinin tarihindeki en önemli figürlerden biri. Ancak, onun kimliğini ve mirasını anlamak için iki farklı Mustafa Kemal’i tanımak gerekiyor.
İlki Mustafa Kemal, et ve kemikten bir bireydir. Ancak, ikinci Mustafa Kemal, “ben” kelimesiyle ifade edilemeyecek kadar geniş bir kavramdır. O, memleketin her köşesinde yeni fikirler, yeni hayatlar ve büyük ülküler için mücadele eden aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum; benim teşebbüslerim, onların özlemlerini tatmin içindir. İşte asıl Mustafa Kemal budur: Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken o Mustafa Kemal, hepimizdir.
Cumhuriyetin değerleri bugün ciddi bir tehdit altındadır. Sosyal medyada yapılan bayrak paylaşımlarının, Andımız okumaların ötesine geçmemiz gerektiği bir gerçek. Bu davranışların ortak özelliği, birinci Mustafa Kemal’i tanımamış olmaktır. Derne’den, Tobruk’tan haberi olmayanların tanıdığı Mustafa Kemal, sadece askeri bir kimliktir.
Cumhuriyet Bayramı’nda, “Mustafa Kemal” demek çok kolay; ancak onun gerçek ideallerini ve mücadelesini anlamadan bu kutlamaları yapmak anlamını yitirir. Türk milleti, Atatürk'ün askeri kimliğini sahiplenirken, onun medenileşme çabalarını yeterince benimsemedi. Eğer bu çabalar, özveriyle sahiplenilmiş olsaydı, ülkemiz bugün bambaşka bir yerde olabilirdi.
Görüyoruz ki, Anıtkabir’e gitmeye yüzümüz kalmadı. Ülkenin geldiği hale bakınca, Mustafa Kemal’in temizlediği her şeyin geri geldiğini görüyoruz. Mustafa Kemal sevgisinden bahsedenlerin büyük bir kısmı, onun fikirlerinden bihaberdir. Laiklik ilkesini benimseyen ama milliyetçiliğe düşman olanlar; halkçılığı işlerine gelen, ama devletçiliği reddedenler; Cumhuriyetçiliği dillerinden düşürmeyen ama inkılapçılığa karşı çıkanlar, aslında onun kalıcı mirasını anlamadıklarını defalarca gösterdi.
Tarihin doğru tarafında yer almak oldukça kolay
İkinci Mustafa Kemal’i tanıyanlar, yapılması gerekeni çok iyi biliyor. O kısacık ömrüne onca savaş, başarı ve bir milletin makus talihini değiştirmeyi sığdıran, çağdaşlarının tahayyül bile edemediği "vatandaş olabilme" hakkını tam 101 yıl önce bizlere armağan eden Mustafa Kemal Atatürk’e sonsuz sevgi, saygı ve minnetle teşekkür ediyorum.